TTB ve 56 uzmanlık derneği, TBMM’de görüşülen ve sıhhatte şiddet cürmünün cezası artırılarak tutuklamayı gerektiren ‘katalog suçlar’ kapsamına alınmasını öngören kanun teklifine yazılı bir açıklamayla reaksiyon gösterdi. “Kısıtlı yasal düzenlemelerle değil, şiddeti oluşturan nedenlere karşı birlikte hareket ederek sıhhatte şiddetle uğraş edebiliriz” başlıklı açıklamada şunlar kaydedildi:
‘Sağlıkta şiddetin nedeni sistemdir’
Şiddet, doktorların mesleksel doyumlarını yok ediyor, meslekten ya da ülkeden ayrılmalara yol açıyor. Şiddet nedeniyle sıhhat işgücünün hizmetten çekilmesi, giderek uzayan randevu müddetlerine ve hastaların hizmete ulaşmasını engellemeye başladı. Bu sorunun giderek derinleşeceğini artık sıhhat siyasetlerini oluşturanlar bile görüyor. Lakin sorunun nedenleri irdelendiğinde görüyoruz ki tahlil olarak hazırlanan kısıtlı yasal düzenlemeler ne yazık ki şiddeti azaltmaya yetmeyecektir.
Sağlıkta şiddetin nedeni Sıhhatte Dönüşüm Programı ile 5 dakikaya sıkıştırılan hasta randevularıdır. Sıhhatte şiddetin nedeni hastaya müşteri gözüyle bakılmasını dayatan sistemdir. Sıhhatte şiddetin nedeni ‘ne kadar çok hasta, o kadar çok para’ anlayışıdır. Sıhhatte şiddetin nedeni doktoru ‘ucuz işgücü girdisi’ olarak gören anlayıştır.
Hastalarının ve toplumun düzgünlüğünü öncelemeye yemin etmiş doktorlar olarak;
Muayene randevularının her hastaya kâfi müddet ayrılacak formda düzenlenmesini,
Birinci basamak sıhhat hizmetlerinin güçlendirilmesini,
Acil servislerde yalnızca acil hastalara bakılacak bir sıhhat hizmeti planlaması yapılmasını,
Sağlık kurumlarındaki çalışma ortamı ve şartlarının sıhhatte şiddeti önleyecek biçimde yine düzenlenmesini;
Hastayı ‘müşteri’, sıhhat hizmetini ‘kâr getiren işlem’ olarak gören anlayışın derhal terk edilmesini ve sıhhatin temel bir insan hakkı olarak sunulmasını;
Tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitiminde kontenjanları artırarak niteliği düşürecek, var olan meseleleri daha da büyütecek, toplumun sıhhat hakkına erişimini engelleyen popülist uygulamalardan süratle geri dönülmesini talep ediyoruz.
‘Sağlıkta şiddet varsa biz yokuz’
Türk Tabipleri Birliği ve tıpta uzmanlık dernekleri olarak, ‘Sağlıkta şiddet varsa biz yokuz’ diyoruz. 6331 sayılı Yasa uyarınca çalışanların iş güvenliği ile ilgili her türlü tedbirin alınmasının patronun sorumluluğunda olduğunu hatırlatıyoruz. Sıhhat çalışanlarının çalışma ortamını şiddetten arındırmak patronun sorumluluğudur. Gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda yasal süreçleri işleteceğimizi hatırlatıyoruz.
Şiddet ortamında sıhhat hizmeti olmaz. Sıhhat, ‘alınır-satılır’ bir market eseri değildir, bir insan hakkıdır ve şiddetle sıhhate ulaşılamaz.
