Saadet Partisi (SAADET) Genel Lideri Temel Karamollaoğlu Habertürk Televizyonu’nda Hülya Hökenek’in sorularını yanıtladı.
“Seçim kanunuyla kaideler değişti. Üçüncü ittifak olabilir. Bunu kamuoyuna birinci sefer söylüyorum” kelamlarıyla ilgili tekrar açıklama yapan Karamollaoğlu, “Bazı emsal yaklaşımlar, argümanlar var dendiği için ben de elbette üçüncü bir ittifak bu ittifakın içinde olabilir. Yoksa bu ittifak bozulacak, farklı bir yapıya kavuşacak, o denli bir lafım olmadı. Altılı masa aslında Türkiye’de muhalefetin önemli bir adımı sayılmalıdır” diye konuştu.
İktidarın ittifakları zayıflatma gayretine girdiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Kendisinin karşısındaki ittifaklar öne çıkacak diye kaideleri değiştirdi. Kendi bileceği iş. Bu demokrasi ve dürüst davranışla izah edilecek bahis değil” tabirlerini kullandı.
Mevcut ittifakların içinde ittifaklar olabileceğini belirten Karamollaoğlu, “Bu noktada ittifakla sorunu bozmadan dışarıda üçüncü ittifaklar oluşabilir. Zira baraj problemini değiştirdi. Evet ortada baraj var fakat eskisi üzere değil. Ben ittifakların içinde de ittifak kurulabileceğini, bu birlikteliği bozmadan öbür ittifakların da olabileceğini söz ettim” dedi.
“Altılı masanın içinde aslında bir ittifak var” diyen Karamollaoğlu, “İYİ Parti ile Demokrat Parti, Sayın Gültekin Uysal oradan seçildi. Misal oluşumların olabileceğine atıfta bulunmak, bu masanın bozulacağı manasına katiyetle gelmez. Altılı masa ülkemizin geleceği için çok lakin çok değerli bir mana tabir ediyor” formunda konuştu.
AK Parti’nin kaybettiği yüzde 15 oranında seçmenin iktidardan şad olmamasına karşın muhalefete de yönelmediğini lisana getiren Temel Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“AK Parti’den kopan seçmen, ‘şimdi sizi destekliyorum’ demedi”
AK Parti daima kan kaybediyor. Buna karşın de yeniden bir yükü var. Yüzde 30’ların altına da inse, CHP ile başa baş gidiyor neredeyse. AK Parti’den kopan yüzde 15’lik kesim var. Şimdi nereye meczedeceğini belirlemedi. İster istemez herkes zihninde bu soruyu soruyor; sanki bu yüzde 15’lik seçmeni nasıl etkileriz? Bundan daha natürel bir iş olmaz. Bu seçmen neden “Ben AK Parti’yi desteklemeden vazgeçtim, artık sizi destekliyorum” demedi. Demek ki kaygıları ve beklentileri var. Yüzde 15’lik kesim çok büyük mana söz ediyor. Yüzde 15’i cezbedecek olan siyasi parti yahut ittifak bu seçimde en büyük hamleyi yapacak.
“Erdoğan, erimeye karşı önemli gayret sarf ediyor”
Sayın Cumhurbaşkanının çabaları ile her ne kadar AK Parti eriyorsa da birkaç puanı da tutmak için önemli gayret sarf ediyor. Orada da başarısızlar diyemem. Bundan ötürü AK Parti’den kopacaklar olacak bundan sonra.
“Gündeme getirdikleri mevzular kendi ayaklarının üzerinde duramayacaklarını gösteriyor”
Son vakitlerde gündeme getirdikleri her husus artık AK Parti’nin kendi ayaklarının üzerinde duramayacağını gösteriyor. Seçim Kanunu niçin değişti? Yargıçlar, seçim şuraları neden değişti? Neden AK Parti’nin etkileyebileceği bir yapıya eviriliyor. İttifaklardaki avantajlar bütünüyle neden ortadan kaldırıldı? Cumhur, Millet ittifakı derken bunların oluşturduğu kümelerin avantajları vardı. O avantajlar bir bakıma kalktı.
“TÜİK kanunu doğruysa vay başımıza gelenler”
Şimdi yeni kanunlar getiriyor. Mesela TÜİK. Sen enflasyon sayılarını hesap edip, kesinlikle müsaade alacaksın. Hoppala bu ne yahu! Diyor ki, ‘Yayınlayamazsın TÜİK’ten müsaade alacaksın.’ Şayet bu doğruysa vay geldi başımıza. Daha da ileri gidebileceklerini düşünürüm. Oyunu verirken herkes görsün niçin saklıyorsun diyebilir mi? Der. Orada kendi emniyet güçleri görsün, başına geleceklerini hesap etsin diye. Bu bir faraziye. Lakin TÜİK’le ilgili kanun getireceklerse, fikir, fikir, akademik hürriyetle bağdaşması mümkün olmayan bir davranış olur. AK Parti verdiği kelamları tutamıyor. Yasaklamakla bu sorunları çözmüş üzere yapıyor.
“Altılı masa seçime kadar devam edecek”
Altılı masa Türkiye’nin geleceğini belirleyen en değerli teşebbüstür. İçeride farklı bahisler da gündeme geliyor. Farklı yaklaşımlar elbette var. Altılı masa seçime kadar devam edecek, hükümeti kesinlikle değiştirecek. Buna önemli olarak inancım var. Ufak tefek değişiklikler olmuş, onları önemsemiyorum.
“DEVA ve Gelecek partileri takdir edilmeli”
Altılı ittifak devam edecek. Bugünkü sisteme yönelik bir ittifak. Birbirlerinden çok farklı siyasetleri olan partiler var. CHP öbür bir siyaseti olan, öncelikleri farklı olan parti. UYGUN Parti öncelikleri farklı olan parti, biz farklıyız, Demokrat Parti farklı, DEVA, Gelecek elbette farklı. AK Parti ile uzun vakit birlikte yürümüşler, bir şeyler beklemişler, sonunda ‘bu iş artık gitmiyor’ demişler ve ayrılmışlar. Bunu yapanları kınayamam. Bu arkadaşlarımız çok büyük fazilet gösterdiler. ‘Artık bu iş bu türlü gitmez’ dediler. Bunu herkes söyleyemez. Takdir edilmeleri icap eder.
“Bakanlık başbakanlık yaptılar küçümseyemeyiz”
Fikirlerine, niyetlerine hürmet göstermek icap eder. Geçmişte AK Parti’nin içinde çok kıymetli durumda bulunmuşlar. Bakanlık, Başbakanlık yapmışlar, hiçbirisini küçümseyemeyiz. Son merhalede ‘Bu iş burada bitti, Sayın Cumhurbaşkanımızla fikirlerimiz örtüşmüyor’ dediler. Bundan sonra da AK Parti’den kopanlar oldu. Yüzde 15. Bunlar da karar vermediler şimdi. Bu kesim ne istiyor, neden tasa ediyor, ne bekliyor? Onu da gündemimize almamız icap eder.
“Ayasofya ve başörtüsü sorununu çözdüler”
“Özellikle inançlı kesim bilsin kazanımlardan taviz vermeyiz”
Toplum da bilsin; bizim bilhassa inançlı kesim, manevi kıymetlerine önem veren kesitin kazanımlarından 1 milim bile taviz vermeyiz, verdirtmeyiz, bu türlü bir ittifakın içinde bulunmayız. Bu hususta kazanımlarımızdan taviz verilmeyeceğine inanarak birlikteliği yürüttük. Şimdiye kadar bunun zıddına tek bir söz gündeme gelmedi. Biz AK Parti’nin yanlış siyasetlerinin karşısınayız. Şu anda bunlar tepeye çıktı. Demokrasi, adalet, fikir özgürlüğü diyorlardı. Artık Meclis’e bir kanun sevk etmeye kalkıyorlar. TÜİK’ten müsaade almadan görüş açıklarsan senin canına okurum. İlmi özgürlüğün var olduğu ülkede bu nasıl düşünülebilir? Onun için bizim yaklaşımız çok farklı ve olumlu istikamette. Biz toplumumuzun tamamını kucaklamaya hazırız.
“Altılı masada herkesin fikrini söyleme hakkı eşit”
Altılı masada aldıkları oya nazaran herkesin fikrini söyleme hakkı yok. Herkesin fikrini söyleme hakkı eşit. Sayın Kılıçdaroğlu ana muhalefet başkanı. Elbette onun toplumda karşılığı farklıdır. O masada herkes kendi fikrini söylemekte, sonuna kadar savunmakta özgür. Bunun bilinmesinde yarar var. Rastgele bir siyasi parti altılı masanın liderliğini yapıyor pozisyonunda değil. Bunu bilhassa CHP’nin, ana muhalefet partisi olma özelliğini reddederek söylemiyorum. Lakin masada herkes eşit kelam hakkına sahip.
“Tayyip Beyefendi, kaybetme ihtimali güçlü olursa diğer bir aday gösterecek”
Zorluyorlar vilayetle de adayınızı belirleyin. Cumhurbaşkanı seçimleri yapıldı, kimse kimseye ‘şu adayı açıklayın da görelim’ dedi mi? Biz mantıksızlıkları ortaya koymaktan bayağı marifetli toplum haline geldik. Cumhur İttifakı niçin açıklamıyor? Sayın Bahçeli Sayın Erdoğan’ı ‘Bu benim adayım’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanı bugüne kadar ‘Ben adayım’ dedi mi? Tayyip Beyefendi, seçime kadar gözlemleyecek, kaybetme ihtimali güçlü olduğu takdirde öbür bir adayı gösterecek. Kendisi kaybetmiş olmayacak, öbür aday kaybedecek, bu söyleniyor. Yanlışsız mudur bilemem. Hiçbir vakit adaylar seçim sathı mailine girmeden açıklanmaz. Niçin açıklansın? Ben muhakkak müddette o adayın canına okurum, iftiralar atarım, sonunda o adamı çürütürüm, gaye bu. Ben bu tip tezleri hiçbir vakit karşılık vermiyorum. Bu zorlama hakikat bir zorlama değil.
“Komünist Rusya’da gidin söyleyin, ‘deli misin’ derler”
Bu soruların hepsi büsbütün şu günkü kurallarda afaki sorulardır. Ben burada ittifak olabilir dedim diye, Cumhurbaşkanı adayını da bu ittifak çıkarır diye bir şey olur mu? Bunları baş karıştıracak, başları daha da karıştıracak sorular olarak görüyorum. Milletin sahiden zihni karışık. Ne olacağını kestiremiyor. Şayet bunlar önemli manada gündeme getirilen bahisler, Meclis’e sevk edilecekse, TÜİK Kanunu üzere. TÜİK’ten müsaade almadan enflasyon açıklanmayacak, hoppala! Komünist Rusya’da gidin söyleyin, ‘deli misin’ derler. Bu iktidar olması mümkün olmayan o kadar çok işe imza attı ki, korkmaya başladık. Sanki bunlar da yanlışsız olur mu diye.
