İstinaf Mahkemesi, gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılıç, Aydın Keser, Mehmet Ferhat Çelik’in mahpus cezalarına yönelik başvuruyu reddetmiş ve cezaları onamıştı.
Murat Ağırel ve Barış Pehlivan infaz hesaplaması yaptırmak için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gitti. Hülya Kılıç da Manisa’da teslim oldu. Aydın Keser, Mehmet Ferhat Çelik’in ise yurtdışında olduğu öğrenildi.
Denetimli özgürlükten yararlanacaklar
Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılıç kontrollü özgürlükten yararlanacak. Lakin bunun ne kadar olacağı infaz savcılığının vereceği kararın akabinde muhakkak olacak.
Mahkeme, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’ı 3 yıl 9 ay, Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’i ise 4 yıl 8 ay 7 gün mahpus cezasına mahkum etmişti. Gazeteciler 24 Haziran ve 9 Eylül’deki davalarda tahliye edilmişti.
‘Silivri’ye gideceğiz’
Ağırel, adliye önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Dün avukatlarımız Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı katılaştırdığını ve İnfaz Savcılığına gönderdiğini bildirdiği bize. Prosedür olarak İnfaz Savcılığı bizim hakkımızda yakalama kararı çıkarıp bizimle ilgili müddetname hazırladıktan sonra cezaevine teslimimiz yapılması gerekiyor. Biz de savcılarımıza yardımcı olmak için ‘Biz gelip teslim oluyoruz’ dedik. Çantamı hazırladım İnfaz Savcılığına gideceğim ve süreçlerin bir an evvel tamamlanmasını isteyeceğiz ve cezaevine teslim olacağız, Silivri’ye gideceğiz. Süreci göreceğiz daima birlikte. Biz de bilmiyoruz ne olacağını. Kontrollü özgürlükten yararlanacağız, hangi şartlarda, mühlet ne kadar olacak, Türkiye’de herkese uygulandığı üzere mi uygulanacak yoksa diğer mevzular mı olacak göreceğiz daima birlikte. Bugün teslim olmak üzere İnfaz Savcılığına geldim, sonucunu daima birlikte göreceğiz.
‘Gerçek gazeteciler kaçmazlar’
Üzücü. Türkiye’de hukukun siyasetle bir ortada olmaması gerekiyor. Ne yazık ki geldiğimiz konjonktürde ülkemiz ismine utanç verici şeyler yaşanıyor. Hukuk söyleyeceğini söylemiştir biz de bununla ilgili öteki hukuk yolları var onları arayacağız. Hakkımızı hukukta arayacağız. Gazeteciler kaçma kuşkusuyla tutuklanır ya, işte gerçek gazeteciler kaçmazlar. Varsa kabahatleri gelirler yargıda hesabını verirler ve uğraşına devam ederler. Bizler gazeteciyiz. Kalemimizi namus biliriz, susmayız, korkmayız ve asla alışmayız.
‘AYM’ye gideceğiz’
Biz Anayasa Mahkemesine gideceğiz. Sonra AİHM’e gideceğiz. Olağan ki AYM’den bu kararın bozulacağından eminiz. Belgeyi okuyan bir kişinin bu biçimde kararın olmayacağını net formda görürler. Biz iki tane vatan evladının Libya’da şehit olmasından sonra ifşa ettiğimiz gerekçesiyle ceza aldık. Daha evvel bizim cezaevinde kalmamız için casusluk suçlaması adledildi bize. Bundan beraat ettik. Sonra ‘Siz fotoğrafları ifşa ederek bu suça sebebiyet verdiniz’ denildi. Akabinde bu fotoğrafların aslında paylaşıldığını, bunların zati kamuoyunda olduğunu, şehidimizin defnedileceği yerdeki muhtarın facebook hesabında paylaşıldığını mahkemeye sunduk ve sonuçta savcılık kabul etti. Her ne kadar bu fotoğraflar daha evvel ifşa edilmiş olsa da biz bunun bu halde olduğunu düşünüyoruz dedi. Niyet beslendi. Ben buna savunmamda demiştim. Bu bir niyetnameydi. Biz bunun MİT mensupları ifşasından ötürü olmadığını ne yazık ki çok âlâ biliyoruz. Biz o gün 2 vatan evladının şehadetlerini yüceltmek için attığımız bir twitter iletisinde sergilediğimiz hal onların maneviyatına duyduğumu hürmetti.
Bugün Libya’daki vatan evlatlarımızın şehit olmasına sebebiyet veren kişi darbeci Hafter’i ülkemizde ağırlayacağımızdan kelam ediyoruz. Ona bomba, füze, silah satan BAE ve 15 Temmuz’da 250 vatan evladını şehit eden o olayın finansörü adledilen -ki bunu ben söylemiyorum devlet kaynakları söylüyor- o bireylerle biz burada pare top atışlarıyla karşılayıp ve turkuaz halılarda birlikteliğimizi güçlendirdik iletisi verdik ve Cumhurbaşkanımız şu anda orda. Biz o şahısların şehit ettiği vatan evlatlarımızı andığımız için cezaevine gireceğiz. Bu kamuoyunun taktirine bırakılacak kadar açık ve net bir durum bu.
Şehit olan vatan evlatlarına şehadet dilediğim için bugün tekrar cezaevine giriyorum.
Şehit edenler ise ülkemde renkli halılar ile karşılanıyor.
Şimdiye kadar yazdığım hiçbir şeyi yalanlayamayanlar beni adaletsizlikle susturacaklarını sanıyorlar.
SUSMAYIN,KORKMAYIN,ALIŞMAYIN
— Murat AĞIREL (@muratagirel) February 15, 2022
Üçüncü kez…
İşte geldik, gidiyoruz… Hoşça kalın şimdilik… pic.twitter.com/zA1kSHmzzS— Barış Pehlivan (@barispehlivan) February 15, 2022
Ne olmuştu?
Gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu‘nun bir periyot yöneticileri olduğu Odatv’de, Libya şehidi MİT mensubunun cenazesine dair bir haber yayınlandı. Haberde, Libya’da şehit olan Ulusal İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunun cenazesinden bahsedildi ve MİT mensubunun kimliği deşifre edilmezken, ailesine dair rastgele bir bilgi verilmedi.
Haberin akabinde 4 Mart 2020’de gece yarısı Barış Terkoğlu konutu basılarak gözaltına alındı. Bir gün sonra ise devrin Odatv Genel Yayın Direktörü Barış Pehlivan 6 Mart sabahı saat 10.00’da sözü alınmak üzere Çağlayan Adliyesi’ne çağrıldı. Burada tabiri alınan Barış Pehlivan hakkında da tutuklama kararı verildi.
MİT şehidinin cenazesinin haberi üzerine Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ile gazeteciler Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser ve Ferhat Çelik “Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarının ve ailelerinin kimlik, misyon ve faaliyetlerine ait bilgileri yayımlamak, yaymak ve açıklamak” suçlaması ile birebir davada yargılandı. Barış Terkoğlu, Aydın Keser ve Mehmet Ferhat Çelik tutukluluğunun dördüncü ayında tahliye edildi. Fakat Barış Pehlivan, gazeteci Hülya Kılınç ve Yeniçağ müellifi Murat Ağırel, Libya şehidinin cenaze haberi nedeniyle 6 ay hapsedildi.
Cezaları onandı
9 Eylül 2020’de ise tutuklu yargılanan Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’in tahliyesine karar verildi. Lakin ortadan 2 yıla yakın vakit geçti. Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılıç, Aydın Keser, Mehmet Ferhat Çelik’in mahpus cezalarına yönelik istinaf başvurusu reddedildi. Haklarında İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesin tarafından Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’e “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve dokümanları ifşa etmek” kabahatinden verilen 4 yıl 8 ay 17 gün ve Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’a verilen 3 yıl 9 ay mahpus cezaları onandı.
İstinaf Mahkemesi ret kararında “verilen mahkumiyet kararına karşı bu sanıklar müdafiilerinin istinaf taleplerinin yapılan incelemesinde istinaf müracaatların asıldan reddine” sözlerini kullandı.
