Önceki gün Merkez Bankası’nın olağan genel şura toplantısı yapıldı. Genel heyette Merkez Bankası Banka Meclisi’nin misyon mühletleri dolan üyeleri Prof. Dr. Başak Tanınmış Yücememiş ile Mehmet Aktaş’ın durumları da belirli oldu. Yücememiş’in vazife mühleti uzatıldı.
Prof. Dr. Yücememiş, iktisat idaresinin tesirli ismi, Türkiye Varlık Fonu İdare Şurası Lider Vekili Prof. Dr. Erişah Arıcan üzere Marmara Üniversitesi kökenli. Aslında Arıcan’a yakın bir akademisyen olarak tanınıyor. Birlikte yazdıkları kitap ve makaleler var. Merkez Bankası Banka Meclisi üyeliğinin yenilenmemesi sürpriz olurdu, olmadı.
2016-2019 ortasında vekaleten TÜİK Başkanlığı yapan Aktaş’ın üyeliği ise yenilenmedi. Onun yerine iktidarın niyet kuruluşu SETA’nın ekonomisti Mevlüt Tatlıyer Merkez Bankası Meclisi’ne seçildi.
Mevlüt Tatlıyer değişik bir kişi. Ya da enteresan fikirleri var diyelim. Türkiye’nin “Asimetrik finansal ultra hükmî organizmanın” saldırısı altında olduğu görüşünde.
2018 yılında SETA tarafından yayınlanan “Finansal Spekülasyonlar” başlıklı raporda, Türkiye’nin ABD ve AB eksenli “Asimetrik finansal ultra hükmî organizmanın” askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel ataklarıyla karşılaştığını anlatmış.
“Asimetrik finansal ultra hükmî organizma” neler yapmış diye soracak olursanız, rapora nazaran “Finansal medya ve kredi derecelendirme şirketleri aracılığıyla Türkiye iktisadının gerçekte olduğundan çok daha zayıf gösterildiği bir meta-hikaye” üretmiş.
Merkez Bankası’nın 2014 yılında siyaset faizini 550 baz puan artırması da raporda “Asimetrik finansal ultra hukuksal organizma”nın yönlendirmesiyle alınmış bir karar üzere anlatılıyor ve ülke iktisadına kıymetli ziyanlar verdiği belirtiliyor.
“Asimetrik finansal ultra hukuksal organizma” Illuminati gibisi karanlık bir güç izlenimi doğuruyor. İnsan bu organizmanın kimlerden oluştuğu, nereden, nasıl yönetildiği konusunda bilgi sahibi olmak istiyor açıkçası. Ancak raporda çok fazla bilgi yok. Tek bildiğimiz, ABD ve AB eksenli olduğu. Direkt devletlerin denetiminde mi? Bâtın servislerin işi mi? Rockefeller Ailesi üzere aileler mi işin içinde yoksa? Bilderberg üzere kurumlar mı yoksa?
Rockefeller Ailesi’nin ahı gitti, vahı kaldı. Rotschild Ailesi de birebir durumda. İktidara yakın medya bir orta sık sık “İngiliz derin devleti”nde kelam ederdi, o da Brexit’ten sonra düşüşte olmalı. Onlarla gayret etmek kolay. Lakin “Asimetrik finansal ultra hükmî organizma” o denli mi? Bir defa asimetrik. Ayrıyeten ultra. Ve hukuksal. Üçü bir ortada.
Mevlüt Tatlıyer’in 2019 ve 2020 yıllarındaki 128 milyar dolarlık rezerv satışıyla ilgili de farklı görüşleri var. 128 milyar dolar satıldığını söyleyenleri uzaylı gördüğünü argüman edenlere benzeten Tatlıyer şöyle demiş: “128 Milyar dolar nerede’ sorusu temelsiz bir itham. ‘Uzaylı gördüm’ diyen birinden ispat istendiğinde ‘Siz benim uzaylı görmediğimi ispatlayın’ demesi üzere bir şey. Merkez Bankası tüm süreçleri açıklasın demenin bu örnekten bir farkı yok.”
Hürriyet’ve verdiği demeçte şunları eklemiş: “Merkez Bankası’nın para siyasetini şöyle gerçek, bu türlü yanlış yaptı diye eleştirebiliriz. Lakin rezervler üzerinden bunlar buharlaştı, kayboldu üzere tabirler olabilecek en düzeysiz tabirler.”
Yine tıpkı soruna, somut delil, ampirik data muhtaçlığına geliyoruz. “Rezervler buharlaştı, kayboldu” diyenler Merkez Bankası’nın analitik bilançosunu ispat olarak gösteriyor. 128 milyar dolarla ilgili tenkitleri seviyesizlikle suçlarken karşı argümanlar getirmek, somut ispatlara dayanmak gerekmez mi? İnsan bir fikir kuruluşu ekonomistinden bunları bekliyor açıkçası.
Merkez Bankası Banka Meclisi, bankanın en üst organıdır. Temel olarak bütçe, insan kaynakları ve operasyonel bahislerde karar verir. Bir kaynağımın kelamıyla, “Banka Meclisi üyeleri dişliyse bankayı yöneten de onlar olur.”
Banka Meclisi üyelerinin dolgun maaşları, ofisleri, asistanları, araçları, sürücüleri olduğunu söylemeye gerek bile yok.
Mevlüt Tatlıyer’i yakında faiz kararlarını alan Merkez Bankası Para Siyaseti Kurulu’nda da görür müyüz dersiniz?
