İktidar partisinin milletvekilleri, vilayet yöneticileri, ilçe yöneticileri halkın içine çıkamaz hale gelmişti. Genel Liderleri kapı kapı dolaşın, çalmadık kapı bırakmayın dese de ne kapı kapı dolaşacak halleri vardı ne de çaldıkları kapıdan gelen sorulara verilecek karşılıkları.
Ekim ayından beri moralleri sıfır. Hayat o denli değerlendi ki kendileri bile bu ne demeye başladı.
Çünkü, Türkiye’de hiçbir devir hayat kısa müddette bu kadar pahalanmamıştı.
Çünkü, Türkiye’de hiçbir periyot beşerler süratle yoksullaşmamıştı.
AKP’lilerin verecek yanıtı olmadığı için yastık altı politikası izlemeye başladılar. Yani ortalığa çıkmama, kendini göstermeme, gizlenme siyaseti da diyebiliriz…
Cevap vermek zorunda kalanlar da Avrupa’da akaryakıt bizden kıymetli, Avrupa enflasyondan kırılıyor, Avrupa’da beşerler ekmek kuyruğunda, besin kuyruğunda, Avrupa yokluk çekiyor üzere saçma sapan kelamlar sarf ettiler.
Konuşmasalar daha güzeldi zira alay konusu oldular.
En son yaşanana bakın… Skandal! Pide altı lira oldu beşerler nasıl alacak sorusuna AKP Küme Lider Vekili; ‘pide çabucak bayatlayan eserdir somon ekmek çabucak bayatlamaz’ karşılığını verdi.
Pide sizin neyinize demek istedi herhalde!
Öyle demek istemese bile bu manaya geldi. Diyorum ya abandone vaziyetteler; ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor.
AKP Genel Lideri da şaşkındı. İktisadın bir dokunuşla allak bullak olacağını kestirim etmiyordu. Uzun müddet ne diyeceğini bilemedi. Sonunda buldu; Nass var dedi. Herkesi bağladığını söyledi. Bir Müslüman olarak nass neyi gerektiriyorsa onu yapacağını ilan etti.
Tutmadı olağan. İnandırıcı bulunmadı. Artırımların üzerini örtemedi. Deva olmadı.
Erdoğan baktı ki, işler her geçen gün berbata gidiyor. Partisi teslim bayrağını çekti çekecek halde. Meyyit toprağını atmak için bir dizi toplantı düzenledi.
Çeşitli vesilelerle vilayet, ilçe liderlerini, parti yöneticilerini toplayıp onlara moral vermeye çalıştı. Milletvekilleri ile kümeler halinde görüşerek gönüllerini okşadı. Pazartesi günü vefa ismi altında eski milletvekillerine hitap edecek.
Anladığım kadarıyla şöyle bir taktik izliyor. AKP’nin iktidara gelişini milat yaptı. Eski Türkiye yokluk içindeydi AKP’li Türkiye bolluk içinde. Türkiye’nin yazgısı AKP ile değişti.
Bu telaffuzun birinci örneğini dün kendi verdi. ‘Biz geldiğimizde bırakın paletli ambulansı, olağan ambulans yoktu’ dedi.
Daha evvel de elektrik yoktu demişti. Buzdolabı, fırın yoktu demişti.
Türkiye’de olan biten her şeyi AKP’ye mal etmek istiyor. ‘Her şey AKP ile başladı’ algısını oluşturmak istiyor.
Birinci taktik bu. Gerçek olmasa da abartılı mukayese…
Bugün Çanakkale Köprüsü’nün açılış merasimi var. Gösteriye dönüştürecek. Yalnızca yeni köprü değil, bugüne kadar yapılan bütün köprüler, otoyollar, havaalanları, tüneller görüntü gösterisiyle uzun uzun anlatılacak. (maliyetlerini, verdiğimiz garantileri, sırtımıza bindirdiği yükü, müteahhitlerin neler kazandığını sormayın.) Mecbur birden fazla kanal kesintisiz yayınlayacak.
Peki vatandaş bugüne ait soru sorarsa. Önümüz ramazan iftarlık bile alamıyoruz, sahurda sofraya ne peynir koyabiliyoruz ne zeytin ne yumurta. Eti unuttuk zaten derse AKP’li vekiller ne karşılık verecek?
Ne cevap vermeli?
Erdoğan’ın cevabı şu; yaşadığımız geçiş sürecinin bedelidir…
Evet, evet geçiş sürecindeymişiz!
Çin moteli dediler olmadı.
Türk modele dediler işlemedi.
Nass nedeniyle diye dine sığındılar, tutmadı.
Pahalılığa yeni mazeret bu: Geçiş sürecinin bedeli.
Nereden nereye geçiyoruz, biri çıkıp izah etse… Bedelini 81 milyon ödüyor ancak kimse geçiş sürecinin ne olduğunu bilmiyor.
Bakanlar bile, AKP’li vekiller bile, AKP’yi yönetenler bile…
Erdoğan’ın bile izah edeceğini zannetmiyorum. Açıklaması olsa, basın toplantısı düzenler tane tane anlatır.
Biz de 35 liraya satılan peynirin bir yılda neden 70 liraya çıktığını, doların 7 liradan 14.5 liraya neden yükseldiğini, TL’nin neden dünyanın en bedelsiz paralarından biri olduğunu anlarız!
Pardon!.. Hani Türkiye Cumhuriyeti olarak biz artık köprüyü geçmiştik.
Berat Albayrak bu türlü dememiş miydi?
