6 aylık gebeyken doğum yapmak için ülkesi Ukrayna’ya giden Maryna Puskhar Kuruca, 4 ay evvel kızı Adel Kuruca’yı kucağına aldı. Doğumdan sonra ülkesindeki prosedürlerden dolayı kızının kimlik ve pasaportunu çıkaramayan Maryna Puskhar Kuruca, eşi Yılmaz Kuruca ile birlikte Türk Büyükelçiliği’ne başvurdu. Burada da süreçlerin yaklaşık 1 ay süreceği karşılığını alan Kuruca ailesi, pasaportun çıkması için beklemeye başladı. Bu sırada Rusya’nın Ukrayna’ya karşı atak başlatması üzerine Maryna Puskhar Kuruca, 4 aylık bebeği Adel ve 3,5 yaşındaki kızı Mira Kuruca ile birlikte Sumi kentinde yaşayan ailesinin yanında mahsur kaldı. Maryna Puskhar Kuruca, ailesiyle birlikte sığınakta kurtarılmayı beklerken İstanbul’da yaşayan baba Yılmaz Kuruca ise ailesinin kurtarılması için yetkililere seslendi.
‘Korku içinde bekliyoruz’
Yılmaz Kuruca, ailesinin Sumi’de sıkıntı vakitler yaşadığını, çatışmaların en şiddetli yaşandığı bölgede olduklarını ve besine ulaşmakta dahi zorluk yaşadıklarını kaydederek insani koridor açılmasını istedi. Baba Kuruca, kızının bir görüntü çekerek “Tanrım bize yardım et düşmanlarımız kaçsınlar. Bizi koru” diye dua ettiğini tabir ederek, “Eşim oraya doğum yapmak için gitti. Bu süreç içerisinde de oradaki Kovid şartlarından ötürü çocuğun kimlik ve pasaportunu çıkartamadığımız için orada kaldı. Şu anda bulunduğu bölge Rusya sonuna 30 kilometre ve çatışmaların en şiddetli yaşandığı yer. Orada yalnızca eşim de değil 100’e yakın Türk öğrenci de mahsur kalmış durumda. Devletimizden tahliyeye yönelik bir hareket bekliyoruz. Şu anda biri 4 aylık başkası 3,5 yaşında olmak üzere 2 çocuğum, eşim ve eşimin ailesi bir sığınakta olayların yatışmasını bizim de yardımımızı bekliyor. Endişe içinde bekliyoruz. Kızım çektiği görüntüde düşmanlarının ülkeyi terk edip kaçmalarını, Allah’tan dua ederek istiyor. Kendimi çok berbat hissettim. Yeni doğmuş bebeğim orada. Şu anda besinle alakalı ıstırapları var. Yeteri seviyede erzak yok. Onlar da beklemiyorlardı bu türlü geniş çaplı hareketin olacağını. Hazırlıksız yakalandılar. Biz savaşın bir tarafı olmadığımız için nereden yardım gelirse onu talep ediyoruz. Bu bölge de çatışmaların en yüksek olduğu bölge, Ukrayna taarruzların oradan gelebileceğini kestirim ederek savunma sınırını oraya kurdu. Dün eşimin yaşadığı sığınağın 2 sokak ötesinde sivillerin kaldığı 2 yer bombalanmış. Münasebetiyle tehlike içindeler” dedi.
‘Zırhlı araçla alınabilirler’
Yeğenleri için endişelendiklerini ve yalnızca yeğenleri değil Ukrayna’da mahsur kalan bütün Türk vatandaşlarının kurtarılması gerektiğini belirten amca Ümit Kuruca ise, “Biz savaşın tarafı değiliz. Orada yengem ve yeğenlerim var. Sığınakta yaşıyorlar ve erzakları bitmek üzere. Rusya sonuna çok yakın oldukları için çatışmaların çok yüksek olduğu bir yerdeler. Zırhlı araçla alınabilirler. Bizim Kiev’deki büyükelçiliğimiz Harkov’a giderseniz sizi alabiliriz demiş ancak bir bayan iki bebekle nasıl 3,5 saat sivil araçla gidebilir. İnsani koridor açılabilir. Orada beşerler da var, bebekler de var. Mevte terk edilmiş biçimde bekliyorlar” tabirlerini kullandı.
