Ulusal güvenliği sağlamak için askeri tarafsızlığın en doğrusu olduğuna inanan İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucunda NATO’ya katılma konusunda düşünmeye başladı ve her iki ülkenin de gelecek haftalarda bir karara varması bekleniyor.
‘Referanduma gitmek berbat bir fikir’
İsveç Başbakanı Magdalena Andersson muhabirlere verdiği demeçte, “Bu bahsin referanduma açık olduğunu düşünmüyorum. Ulusal güvenliğe dair zımnî kalması gereken pek çok bilgi var, yani referandumda tartışılamayacak değerli konular ve masaya yatırılamayacak önemli gerçekler var” diyerek referanduma karşı olduğunu belirtti.
Ana muhalefet de referanduma karşı
Ana muhalefet partisi Ilımlılar’ın başkanı Ulf Kristersson da referandum davetlerine karşı çıktı.
Haftanın başında Sol Parti başkanı Nooshi Dadgostar ile yaptığı tartışmada İsveç merkezli Aftonbladet gazetesine yaptığı açıklamada, “Seçmenler Rusya konusunda saf değil. İsveçli seçmenlerin 24 Şubat’ta yaşananları anladığı ve kendi kararına vardığı apaçık ortada” sözlerini kullandı.
NATO üyeliğine karşı olan Dadgostar ise İsveçlilerin üyelik konusunda kelam söyleme hakkına sahip olduğunu vurgulayarak, “Bu bahiste son kelamı söyleme hakkı seçmenlerindir, sözkonusu konuda çok güçlü bir demokratik dayanak olmalıdır” diye belirtti.
Ne olmuştu?
İsveç parlamentosu, güvenlik siyasetini gözden geçiriyor, parlamentonun raporunun mayısın ortalarında sonuçlanması bekleniyor. Buna rağmen, Andersson’un partisi Toplumsal Demokratlar, NATO üyeliğine itirazlarına son verip vermemeyi görüşüyor.
Parlamentonun büyük bir çoğunluğu 30 ulusun yer aldığı askeri birliğe katılmayı desteklerken Toplumsal Demokratlar NATO’ya katılmaktaki en büyük pürüzü oluşturuyor.
Aftonbladet’in 20 Nisan’da yayınladığı, Demoskop’un yaptığı bir anket, İsveçlilerin yüzde 57’sinin NATO’ya katılmaya istekli olduğunu gösteriyor.
