CHP Genel Lider Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Bülent Arınç’ın AKP’ye yönelik tenkitlerine değinen Salıcı “Ülkemde idare krizi artıkça AK Parti’de konuşan vicdanlı sesler çıkıyor. Artık tenkitler iktidar partisinin ve küçük ortağının içinden de geliyor” dedi.
Oğuz Kaan Salıcı, CHP Merkez İdare Heyeti (MYK) toplantısı sonrası CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yaptı. Kelamlarına, “Irak’ın kuzeyinde teröristlere yönelik Pençe Kilit Operasyonu başlatıldı. Bu operasyonun, tek bir Mehmetçiğimiz burnu bile kanamadan muvaffakiyet ile tamamlanmasını diliyoruz” diyerek başlayan Salıcı’nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Irak’ın kuzeyinde teröristlere yönelik Pençe Kilit Operasyonu başlatıldı. Bu operasyonun, tek bir Mehmetçiğimiz burnu bile kanamadan muvaffakiyet ile tamamlanmasını diliyoruz.
‘İktidarın prestij sahibi olması için gençlerin işsiz kalması mı lazım?’
Ülkede artık bir açlık gerçeği var. Onlar ne yaptı? ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek, saraylarında lale zamanını yaşamaya devam ettiler. Sizin için prestij, vatandaşın çocuğu işsizlikten buhran girip intihara sürükleniyorken, partililerinize atama kıyakları yapmak mıdır? Vatandaş yoksulluk içinde yaşarken kendisi zevk-i sefa içinde yaşan saray idaresi ve iktidardan imtiyazlı küme ve memnun azınlık; vatandaşa reva görülen yoksulluğun, ülkenin ve 84 milyonun prestiji olduğunu söylüyor. Prestij bir tek saray ve etrafının bolluk içinde yaşaması ile mi sağlanacaktır? Siz prestijli olacaksınız diye vatandaş yoklukla, yoksullukla, açlıkla, işsizlikle gayret ediyor. Bu ülkeyi yönetenlerin prestij sahibi olması için o ülkenin gençlerinin işsiz kalması mı lazım? Vatandaşın soğukta, yağmurda yaşta, kuyruklarda eziyet mi çekmesi lazım? Tam bilakis bir iktidarın prestijli olması için halkın, yoksulluğun pençesinde kıvranmak yerine ülkesinde huzur ve refah içinde yaşaması yanlışsız olan.
‘Ülkede üç farklı enflasyon var’
Şu an ülkede üç farklı enflasyon var. Bir, TÜİK’in açıkladığı enflasyon var. Bir, Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı enflasyon var. Bir de saraya yakın isimlerin kendi fiyatlarını artırırken temel aldıkları enflasyon var. Emeklilerin bayram ikramiyelerinin artırılması tartışılıyor. Dileriz, emeklilerin bayram ikramiyesi hesaplanırken, çalışanlara enflasyon farkı ödemesi yapılırken; yandaşlara verilen farklar oranında enflasyon ayarlaması yapılır.
‘Milyonlarca genç gelecek derdiyle yaşıyor’
Ülkede işsizlik her geçen gün artıyor fakat deve kuşu üzere başını kuma gömünce tehlikenin geçtiğini düşünen iktidar bunu inkar ediyor ve iktidara nazaran Türkiye’de bu şartlar yaşanmıyor, işsizlik yaşanmıyor, işini beğenmeyenlerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Erdoğan diyor ki ‘ülkemizde herkes can ve mal güvenliğine sahiptir, isteyen herkesin çalışacağı işi var’ diyor. TÜİK ‘işsizlik azalıyor’ diye açıklama yapıyor. Meğer gerçekler o denli değil. Milyonlarca genç gelecek derdiyle yaşıyor. Bu ülkede herkesin işi varsa mart ayında İŞKUR’da kayıtlı işsiz sayısı yalnızca tek bir ayda 500 bin kişi artarak 3 milyon 635 bin bireye nasıl ulaşıyor?
‘Mart ayındaki iflas sayısı son beş yılın en yüksek seviyesi’
Bu ülkede işsizlik kol geziyor. Gençler umutsuz, mutsuz, gelecek tasası taşıyor. İş bulamayan gençler, Erdoğan’ın ‘isteyen herkese iş var’ kelamlarını kendilerine hakaret olarak görüyor. İşsizlik vatandaşı canından bezdirmiş durumda. Van’da bir genç öğretmen atanamayınca intihar etti. Erdoğan’ın bu kelamları bu gencecik yavrumuzun ailesini ikna edebilecek mi? İşsizliği ortadan kaldırmanın, yolsuzluğu toparlamanın tek yolu üretimden geçiyor. Hükümet iktisatta daha çok üretim daha çok istihdam amacını açıklıyor lakin işletmeler tek tek kapanıyor. 2018’den bu yana sancısı artarak hissedilen ekonomik problemlerin en dikkat çekeni işletmelerde görülüyor. Bu yılın birinci üç ayında 29 bin 360 esnafımız artan maliyetler nedeniyle kapısına kilit vurmak zorunda kaldı. Mart ayında toplam iflas sayısı son beş yılın en yüksek düzeyine ulaşmış durumda. Esnaf iflas bayrağını çekmekte. Vatandaşın borcu ise 1 trilyon lirayı aşmış durumda.
‘İstifa haberini bekliyoruz’
Sayın Genel Liderimiz; Erdoğan’ın kimi yakınlarına Man Adası’ndan toplam 15 milyon dolar transfer yapıldığını, evraklarıyla açıklamıştı. Vergiden kaçınmak için bu türlü bir yol izlediklerini, yani kendisini yönetmiş olduğu ülkede yakınlarının vergi vermemesi için bu türlü bir yola başvurmalarını evraklarıyla ortaya koymuştu. Fakat Erdoğan, her vakit olduğu üzere, bunu inkar etti. Savları yargıya taşıdı. Daha da ileri gitti. ‘İspat ettiğin anda cumhurbaşkanlığını bırakacağım’ dedi. Yargıtay, Genel Liderimizin açıkladığı dokümanlarla ilgili hem ilgili bankanın hem de MASAK’ın yazılarına dikkat çekti. Genel Liderimizin açıklamalarının ‘olgusal temele dayandığını’ tescil etti. Genel Liderimizin açıklamalarında ‘kamu faydası bulunduğuna’ hükmetti. Artık bizim dönüp Erdoğan’a onun söylemiş olduğu sözlerle tekrardan sorma imkânımız ortaya çıktı. ‘İspat ettiğin anda cumhurbaşkanlığını bırakacağım’ demiştin, senden gelecek istifa haberini bekliyoruz, Sayın Erdoğan.
‘Reddeden siz, sonra duyulmasından korkan tekrar siz’
Baskı ve yasaklarla ülkeyi yönetmek istiyorlar. CHP Rize Vilayet Başkanlığımız, milletvekili arkadaşlarımızın verdiği Çay Kanunu Teklifi’nin TBMM’de Adalet ve Kalkınma Partisi ve MHP oylarıyla reddedilmesine reaksiyon olarak kentte astığı üzerinde ‘açıklanan çay alım fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan Çay Kanunu teklifimiz, iktidar ve ortakları tarafından reddedilmiştir’ yazan afişleri toplattılar. Daha evvel yurdun dört bir yanında astığımız ‘128 milyar dolar nerede’ yazılı afişleri de toplatmışlardı. Bir iktidar bir afişin nesinden korkar? Bu afişleri yasaklamak Türkiye’de yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırıyor mu? Çay Kanunu Teklifi’ni reddetmediniz mi? Rizelilerin bunu duymasından niçin çekiniyorsunuz? Reddeden siz sonra duyulmasından korkan yeniden siz.
‘Bari kendi içinizden çıkan vicdanlı insanların kelamlarına kulak verin’
Eleştiriler bir tek muhalefetten değil. İktidar ve iktidar ortağının içinden de dillendirilmeye başlandı. Ülkede idare krizi arttıkça kriz içinden çıkılmaz hal aldıkça, AKP’de de konuşan vicdanlı sesler çıkıyor. Artık tenkitler iktidar partisinin ve küçük ortağının içinden de geliyor. Kurucusu olduğu AKP iktidarında, Bakanlık ve Meclis Başkanlığı üzere değerli vazifeler üstlenen Bülent Arınç; artık ‘Tayyip Bey’e olan sevgi ve inanç devam ediyor ancak zayıflamış olarak devam ediyor, bu zayıflamayı durdurmak lazım’ sözlerini kullandı. Hatta tenkitlerini artırarak yoksulluk ile küçümseyici açıklamalar yapan AKP’lileri de topa tuttu. Bari kendi içinizden çıkan vicdanlı insanların kelamlarına kulak verin, prestij edin. Yanlıştan bir an evvel dönün. Bu siyasetçileri ihraç ederek ya da siyaseten linç ederek ortaya çıkan sonuçtan kurtulma talihiniz yok.
‘Genel liderimiz sorduğu sorular hala havada’
Ülkesine dönecek olan Suriyelilerin ülkelerinde rahat yaşayacağı ortamı oluşturduktan sonra Suriyelilerin davulla zurnayla, onların da gitmeyi isteyeceği şartları yarattıktan sonra kendi ülkelerine gönderileceğini tekraren tabir ettik. Vatandaşımızın sığınmacılarla ilgili önemli telaşları var. Bu bahiste Sayın Genel Liderimizin, saray ve etrafına yönelttiği sorular var. Bu sorular hala havada ve cevapsız. Bu sorularımıza cevap vermenizi bekliyoruz. Tekrar etmekte de yarar görüyoruz: Sığınmacıların gerçek kimlik bilgilerini ispatlamalarını talep ettiniz mi? Neden vatandaşlık dağıtıyorsunuz? Neye hazırlanıyorsunuz? Vatandaşlık verirken güvenlik soruşturması yapıyor musunuz? Hudutlarımızdan kaçak geçişlere neden müsaade veriyorsunuz? Sizlerden bu soruların cevaplarını bekliyoruz. Bu sorulara cevap verin ya da hesabını verin.”
‘Önem atfedecek bir durum yok’
Salıcı, açıklamalarının akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal’ın cumhurbaşkanlığı için “AK Parti iktidarında sorumluluğa ortak olmamış biri” koşulunun Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nu rahatsız ettiği ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu’nu aradığı argümanının sorulması üzerine Salıcı, “Sayın Genel Liderimizin Gelecek Partisi Genel Lideri Sayın Davutoğlu’nu aradığı doğrudur lakin bu rutin bir görüşmedir. Sık sık altılı masa etrafındaki önderler bir ortaya gelirler, bahisleri görüşürler, telefon trafiği yaparlar hasebiyle yadırganacak, ekstra bir kıymet atfedecek bir durum yoktur” karşılığı verdi.
‘Altılı masa damgasını vuracak’
Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu’nun “ittifak içinde ittifak” açıklamasının “altılı masanın dağıldığı” istikametinde yorumlara sebep olmasına ait soruya Salıcı, “Altılı masa dağılmıyor. Olduğu üzere yerinde duruyor. Güçlü halde yerinde duruyor. Altılı masanın dağılmasından medet uman bir siyasi iktidar var, bunu biliyoruz. Altılı masa yoluna devam edecek. Siyasi iktidar ne yaparsa yapsın bu altılı masa, hiçbir şey olmadan güçlenerek Türkiye siyasetine damgasını vuracak” dedi.
‘Kandırıldık’ deyince tüm problem kapanmakta mıdır?’
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Dink’in tetikçisi mahpusta, gerçek katiller bulunamadı” tabirlerinin anımsatılması üzerine Salıcı, şunları söyledi:
Meseleyi FETÖ’yü aklama uğraşı olarak yorulmak özel efor gerektiriyor. Bir periyot iktidarla FETÖ kol kola yürüyorlardı. Bu türlü bir ortamda Türkiye’de bir sürü siyasi sorun yaşandı. Bunlardan biri Hrant Dink’in katledilmesidir. Bu türlü bir ortamda siyasi iktidarın hiçbir sorumluluğu yok mudur? ‘Kandırıldık’ deyince bütün sıkıntı kapanmakta mıdır?
Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce’nin, altı siyasi parti genel liderinin bir ortaya geldiği toplantılar ile ilgili “Altın günü olarak devam ediyorlar” kelamlarının sorulması üzerine Salıcı; “Bir cevabımız olmayacak. Cevap vermeye bedel bir durum olduğu kanaatinde değiliz” dedi.
