MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli partisinin küme toplantısında açıklamalarda bulundu.
Enflasyon oranı hakkında konuşan Bahçeli, “KDV indirimlerine karşın hala fiyat etiketlerini indirmeyenler insafsızlığın ve izansızlığın pençesindedir. Cebi ve cüzdanını düşünen stokçular fırsatçılardır. Çıkan enflasyon el birliği ile indirilecektir. Dün yaptık, tekrar yaparız. Hayat pahalılığın üstesinden geliriz” dedi.
Bahçeli’nin satırbaşları şöyle:
Merhum Türkeş beyefendi, Türk siyaset ve devlet hayatının sayın bir yüzüdür. Türkiye’nin kuvvetli yıllarında sahip olduğu engin deneyimiyle dikkat çekmiştir. Ortamızdan ayrılışının 25. yıldönümünde ona karşı duyduğumuz sevgide rastgele bir zayıflama emaresi görülmemiştir. Kimileri vardır geçmişinin borçlarını geleceğinden ödünç alarak ödemek zorunda kalmıştır.
Bizim geçmişten borç değil bilhakis alacağımız vardır. Hakikaten veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız, hiçbir açığımız yoktur. Mahçubiyet duyacağımız hiçbir karanlık ve karışık münasebetimiz de bulunmamaktadır. Geçmişimize bakıldığında görülecek tek şey Türk milletine feda ve emanet edilmiş ülkücü ömürlerin haklı ve gururlu gayretleridir. Bu gayret yol başımız da merhum Türkeş beyefendidir. Bir orta bizim denizimizde yaşayıp şimdilerde kendi yapay dereleriyle övünenlerin, merhum Türkeş beyefendisi ağızlarına almaya ne hakları ne vefaları yetecektir.
Anket sonuçlarına reaksiyon gösterdi
Dün haklıydık, bugün haklıyız, yarın da haklı çıkacağız. Buna karşılık hakkımızı yiyenlerle, halkımızı incitenlerle, hakikatimizi inkar edenlerle hem bu dünyada hem mahşerde kesinlikle hesaplaşacağız. MHP, yüzdelere sığmaz, oranlara sıkışmaz, barajlarla sınırlanamaz. Türklüğün baraja takılacağını ileri sürenler akıl dağılması yaşayan münafıklar korosudur. Devamlı servis edilen algı operasyonlarıyla kamuoyu nezninde partimizin eridiğini, gerilediğin, inişe geçtiğini yazan, çizen ve açıklayan kokuşmuş araştırma şirketleri alayınıza soruyorum. Siz anketleri yaparken CHP Genel Merkezi’nde mi yoksa Kandil’de mi geziyorsunuz? Lejyoner anketçilere, siyasi işbirlikçilerine diyorum ki bizim ölümüz bile sizin dirinizi, sizin hepinizi, sizin topunuzu yerle yeksan etmeye yetecektir. 2023 Haziran ayında sokağa çıkacak yüzünüz bile olmayacaktır.
Hiç kimse palavra anketlerle bize ayar veremez, gözümüzü korkutamaz, ufuk çizgimize karanlık perde çekemez. Gönlümüze kuşku düşürmek kimsenin harcı olamaz. Biz kendimizden eminiz. Biz aziz milletimize elbet inanıyor ve güveniyoruz. Biz Türk Milleti’ni canımızdan aziz biliyoruz. Durduğumuz yer doğrudur, baktığımız doğrudur, doğrulduğumuz bereketli toprak Türk vatanıdır. MHP bugün çok daha güçlü, çok daha şuurludur. Gelecek Cumhur İttifakı ile birlikte MHP’dedir.
Ukrayna-Rusya savaşı
Günümüz kaidelerinde savaşların çehresi, çatışmaların çerçevesi, esaslı değişimlere uğramıştır. İnsanlık tarihinde uzun barış devirlerinin sadece global istikrarın kurulduğu vakit olduğu görülmektedir. Tarih boyunca değişmeyen kural şudur. Bir devletin rakiplerine karşı çok derecede silahlanıp tehdit odağı haline gelmesi savaş riskini de beraberinde getirmiştir.
Hiçbir yenilginin, hiçbir yanlış kararın mazereti olamaz. O denli bir devirdeyiz ki kara propagandalar çatışmanın önündedir. Rusya-Ukrayna savaşında bunu çok açık görmek mümkündür. Palavra haberler, siber müdahaleler, ekonomik manipülasyonlar, öbür araçların tümü devreye alınmaktadır.
Son günlerde Ukrayna’nın Buça kentinde yaşandığı tez edilen sivil ve günahsız insanların katledilmesiyle ilgili haberlerin sağanak haliyle gündeme yansıması her açıdan incelenmeye muhtaç bir problemdir.
‘Teyit edilmemiş fotoğraflarla peşin karar vermek yanlıştır’
Buça’daki toplu mezarda 410 sivilin cansız vücuduna ulaşıldığı, bunun Rusya tarafından işlenen bir savaş hatası hatta katliam olduğu sav edilmiştir. Dünya kamuoyunda önemli ses getirmiş, büyük reaksiyonlara neden olmuştur. Elleri arttan kelepçeli meyyit sivillerin paylaşılan fotoğrafları insanların vicdanında birinci bakışta infiale neden olmuştur. Biz kimsenin sefil propagandasına yataklık yapamayız, kara kampanyalara alet olamayız. Şuurlu hareket etmek inançlı yol bulmamızı sağlayacaktır. Derinlemesine kazılması gereken asıl nokta, istikrarla barış görüşmelerinin uzaklık aldığı anda sivil katliamların dünya gündemine bomba üzere düşmesidir. Rusya beklendiği üzere yalanlamıştır, tekzip etmiştir.
ABD’den Fransa’ya, AB’den NATO’ya bilinen kümeler süratle savaş kabahati olduğunu söylemişlerdir. Savaş sırasında palavra ve saptırma haberlere daima gereksinim duyulmuştur. Irak savaşında kitle imha silahları var denilerek ABD işgal etmişti. Ne var ki argümanı asılsızdı.
Buça’da hakikaten sivil bir katliam yapılıp yapılmadığına dair ait bir görüş paylaşmamız şu an için mümkün değildir. Şayet bir katliam varsa sorumlularından en ağır formda hesap sorulması gerekir. Sivil ve temiz insanların katilini hiçbir mazeret gerçek gösteremez. Bize dayatılan ve teyit edilmemiş fotoğraflarla peşin karar vermek yanlıştır.
‘Ya tesadüftür ya da kahredici bir tezgahtır’
Üzerinde durulması gereken bahis neden bu türlü bir vakitte katliam savı gündeme taşınmıştır? Buna kimler gerek duymuştur? Müzakerelerin kesilmesini isteyenler vardır ve bunlar günyüzündedir!
Özellikle geçtiğimiz hafta Dolmabahçe’de Rusya-Ukrayna temsilcilerinin bir ortaya gelmeleri pek çok ülkeyi telaşlandırmıştır. Katliam tezlerinin bu görüşmeden sonra gündeme gelmesi ya tesadüf ya da kara bir tezgahtır. CHP’nin ne dediği, İP’in neyi üfürdüğü, öteki zillet partilerinin hangi palavralara başvurduğu kıymetsizdir. Dünya üzerinde savaşın durmasına, silahların susmasına, pakların hayatta kalmasına Türkiye’den öteki hizmet eden ikinci bir ülke görülmemiştir.
Artık hiçbir şey eskisi üzere olamayacaktır. Güvenlik ve diyalog açıkları günden güne genişlemektedir. Türkiye bütün karşı çıkışlara, yıldırıcı siyasetlere karşın barıştan sapmayacağını göstermiştir. Buça olayından sonra görüşmelerin nasıl sürdürüleceği kısa müddette muhakkak olacaktır. Putin ya da Zelenski’nin İstanbul ya da Ankara’da bir ortaya gelerek el sıkışıp bu savaşa son vermeleri beklentimizdir. Kimlerin stratejik yararlar elde ettiği artık gizlenemez boyutlardadır. Ülkemiz kendi güvenliği ve dünya güvenliği için çabalamaktadır.
Türkiye ne doğudan ne de batıdan kopacak bir ülkedir. Bizim kitabımızda yüz üstü gelenin sır üstü itilmeyeceği yazılmaktadır. Uzatılan hiçbir el bizim nezdimizde geri çevrilmez.
‘Ümit ederim ki Millet İttifakı bundan ders çıkarmıştır’
Victor Orban’ın ittifakı, 6’lı ittifakı zıt köşeye yatırmış, AB’nin pürüzlerini aşmayı başarmıştır. Dış takviyelerin işine yaramadığı, diğerlerine kurşun askerlik yapanların sonunun uygun olmadığını Macaristan örneği göstermiştir. Ümit ederim ki Millet İttifakı bundan ders çıkarmıştır. Milletin dışında bir irade yoktur. Bunun dışında arayışta olanlar zilletin tabanındadır. Türkiye’nin geleceğini işbirlikçiler değil, Cumhur İttifakı tayin edecektir. Geleceğimizden tasarruf edemeyiz. Ağız birliği ile çabamızı sürdürmek zorundayız.
Enflasyon üzerinden muhalefeti amaç aldı
Bugünkü kurallarda enflasyon artmış olabilir, hayat pahalılığından sızlanmalar görülebilir. Bunların hepsi geçicidir. Sabırla, metanetle, tarihi seyahatimize devamdan öbür seçeneğimiz yoktur. Kovid-19’un yaraları şimdi sarılmamıştır. Hastalık bütün beklentileri bozmuş, bütün istikrarları sarsmıştır. Zira insan ve toplum sıhhatinin müdafaası için her devlet seferber olmuş, kaynaklar bu uğurda kullanılmıştır. Bugün elimizde yoksa, yarın olacağına inanıyorum.
Pirenin deve yapılmasına, bir kaşık suda fırtınalar koparılmasına asla duyarsız, asla ilgisiz kalmayız, kalamayız. Unutmayalım ki insan kemale erdikçe hal ve davranışlarında sukunete ulaşacaktır. Boşa sallayıp dolu tutmanın, merak arayışında olanlar zillet çarkına kapılmışlardır. KDV indirimlerine karşın hala fiyat etiketlerini indirmeyenler insafsızlığın ve izansızlığın pençesindedir. Cebi ve cüzdanını düşünen stokçular fırsatçılardır. Çıkan enflasyon el birliği ile indirilecektir. Dün yaptık, yeniden yaparız. Hayat pahalılığın üstesinden geliriz.
Kılıçdaroğlu’nu maksat aldı
CHP, İP ve öbür güdümlü iş birlikçilerinin buradan rant etme siyaseti hastalıklıdır. Türkiye hangi sorunu çözememiştir? Kılıçdaroğlu, hangi yaraya merhem olabilmiştir? Taş üstüne taş ne vakit koyabilmiştir? Acıda yoklar, tasada yoklar, fedakarlıkta yoklar, ahlakta yoklar, millilikte yoklar, ülkenin çıkarlarını savunmakta hiç yoklar. Talan olduğu vakit varlar, iftira olduğu vakit varlar. Geçersizlik olduğu vakit rekor üstüne rekor kurarlar. PKK’ya art çıkarlar, sonra biz Kuvayı Milliyiz deyip başlarına geçirdikleri kalpakla fotoğraf verirler. Kalpakta taksanız, fistan da giyseniz de, sonunu bekleyen yenilgiden kurtulamayacaksınız. Sorosçu Kavala ile yatıp kalkıyorlar, terörist Demirtaş’ı hür bırakmaya çalışıyorlar. Terörle çabayı mi keseceksiniz? Türkiye’yi siyaset baronlarına mı peşkeş çekeceksin? CHP-HDP ile can ciğer kuzu sarmasıdır. Terörist Demirtaş bunların ortak paydasıdır. İP’in lideri da terörist Demirtaş ve Sorosçu Kavala’nın sürecini şaibeli görüyormuş.
‘Semra Güzel’in vekilliği düşürülmelidir’
Bir teröristin, bir casusun cezaevinde olmasını adaletin olmadığına yormuş, HDP’li milletvekilinin Suriye’ye terörist arkadaşlarının yanına sığındığı, kimsenin sesi çıkmadığı görülmüştür. TBMM üyesi olan bir şahsın terör örgütüne direkt katılması üzerine yapılması gereken birinci iş bu bayanın vekilliğinin derhal düşürülmesidir. Bir tarafta milletvekili maaşı alıp, öbür tarafta terör örgütü kamplarına kaçmak rezalettir. Haydi Kılıçdaroğlu bunu da eleştir. Bu kepazeliğe göz yumulması şerefsizlik değil de nedir? Gerçeği haykırmak, maskeleri indirmek ülkücü bir fazilettir.
Türkiye işin aslında siyaset vasıtasıyla çok önemli bir tehdit altındadır; tehdidin ismi Zillet ittifakıdır. 2023 Haziran’da yapılacak seçimlerde hak ile yanlış ortasında bir tercih yapılacaktır. Türk milleti zillete kaç bucak olduğunu gösterecektir. İnanıyorum ki ‘Geliyor gelmekte olan’ tantanası ile avunanlar siyaset çöplüğüne atılacaktır. İnanıyorum ki kazanan Türkiye olacak, zafer Türk milletinin hanesine yazılacaktır. Yeni sistem, güçlü siyaset, hürmette mecburiyet, iktisatta hakkaniyet, terörde mahkumiyet, bekada ebediyet, dünyada mevcudiyet, beşerde mefnuniyet, zillette yenilgi, sandıkta ekseriyet Cumhur İttifakı’nın mukavviyetindedir.
