İletişim Lideri Fahrettin Altun’un 4 gazeteciye açtığı “Kaçak Pergola” davasında altıncı duruşma gerçekleşti. Dava 27 Eylül’e ertelendi.
‘İşimizi yaptığımız için yargılanıyoruz’
Özbey mevzuyla ilgili, “Düşün ki, kaçak bir yapı var. Ve o yapı, Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Daire Lideri’nin yapısı. Her kim olursa olsun, kaçak yapı, kaçak yapıdır. Ve onu belediye gidip yıkıyor. Ve siz bu yıkımı gazete olarak haber yapıyorsunuz. Bu hata mudur? Bunun cürüm olduğunu söyleyecek rastgele biri olduğunu düşünmüyorum ben. Esasen kimse de cürüm olduğunu söyleyemiyor gördüğünüz gibi” dedi.
Fahrettin Altun’un duruşmaya katılmasını talep ettiklerini lakin sırf bir defa avukatlarının geldiğini aktara Özbey, “Biz kamu misyonu yapıyoruz ve kamu vazifemizi de layıkıyla yaptığımızı düşünüyoruz. Şayet bunu haber yapmasaydık işimizi yapmıyor olurduk. İşimizi yaptığımız için yargılanıyoruz. Bunun da bir cezası olduğunu düşünmüyorum ancak üç ayda bir mahkemelere geliyoruz” dedi.
Kendilerinin ‘terörle çaba eden devlet görevlisini teröre amaç göstermek’ten yargılandıklarını belirten Özbey şöyle konuştu:
“Bir sefer Bağlantı Daire Lideri Sayın Fahrettin Altun, terörle uğraş etmiyor. Terörle gayret unsurunu düzgün okuduğunuz vakit bu türlü bir şey olmadığını da görüyorsunuz. E biz neden yargılanıyoruz, işte onu bilmiyoruz…”
‘Boğaz’da müsaadesiz ne yapılırsa yapılsın haberdir’
Yaptığı haberler nedeniyle daima davalarla karşılaştığını belirten Hazal Ocak, “Burada şöyle bir şey var, terörle gayret eden kamu görevlisini terör örgütlerine maksat gösterme kabahatinden yargılanıyoruz. Yalnız TMK’nın bu hususuna baktığınızda özel bir biçimde görevlendirilmiş olması ve fiilen çaba etmiş olması gerekiyor” dedi.
Ocak, tekraren bunu belirtmelerine karşın iddianamede ‘Her ne kadar Fahrettin Beyefendi terörle çaba eden kamu vazifelisi olmasa da, yaptığı açıklamalardan terörle çaba ettiği açıktır’ tabirinin yer aldığını aktardı.
Ocak şöyle konuştu:
O vakit herkes terörle etkin uğraş eden kamu vazifelisi kategorisine girebilir. Ben şöyle söylemek istiyorum, Boğaz biliyorsunuz ki, İstanbul’un inci üzere korunan bir bölgesi ve burada müsaadesiz ne yapılırsa yapılsın haberdir. Fahrettin Beyefendi, kendisi de bir kaçak yapıyla ilgili geçen aylarda, ‘Dünyanın neresine giderseniz gidin kaçak yapının yıkılması haberdir’ denildi. Burada da müsaadesiz çardak ve şömine yıkıldı, müsaadesiz olduğu kayda geçti tutanaklarla lakin yeniden de biz bugün terörden yargılanmaya devam ediyoruz”
