AKP, koalisyon ortağı MHP’nin takviyesiyle CHP ve UYGUN partiyi gayesine alan siyasal mühendisliğe soyundu.
Daha doğrusu büyük bir operasyon başlattılar. Seçim yasasını değiştirerek CHP ve UYGUN Parti’nin önünü kesmeye çalışıyorlar.
Dün izah etmeye çalışmıştım, kısaca hatırlatayım. 2018 seçimlerinde bir seçim etrafında verilen oylar Cumhur ve Millet ittifakına dağıtılıyor. Her ittifak kendine düşen hisse üzerinden milletvekili çıkarıyordu.
(Parantez açıp örnek vereyim.
Diyelim ki; 500 bin seçmenin olduğu bir seçim etrafından 7 milletvekili çıkacak. Diyelim ki Cumhur ittifakı 250 bin, millet ittifakı 200 bin oy aldı. 50 bin oy da ittifak dışı partilere ve bağımsız adaylara gitti. Bu durumda Cumhur İttifakı 4, Millet İttifakı 3 milletvekilliği kazanmış oldu. Cumhur İttifakı dört millet vekilliğini kendi içinde dağıtacak. Millet İttifakı da üç milletvekilliğini… 2018 yılındaki sistem buydu)
İktidar bu sistemin CHP ve UYGUN partinin işine geldiğini hesapladı, ittifakları fiilen bitirdi.
Artık ittifakın ismi var kendi yok.
Bu sebeple diyorum ki, operasyonun maksadı CHP ve MHP..
Cumhur İttifakı aslında AKP ve MHP’den şurası. BBP Genel Lideri AKP listesinden Meclis’e girdiği için onu saymıyorum. Millet İttifakı ise çok partili. Saadet, Gelecek, DEVA, DP üzere partilerin milletvekili çıkarma gücü yok fakat Millet İttifakı’na en az yüzde altı, yedi oranında tahminen de daha üstünde katkıları olabilirdi. Bu da Meclis aritmetiğini değiştirirdi.
İktidar bunun önüne geçmeye çalışıyor.
Tabii, AKP’nin CHP’nin çok üzerinde birinci parti olması halinde.
Ya CHP AKP’nin üzerine çıkarsa?!..
Operasyonun ikinci ayağı da değerli. DEVA, Gelecek ve Saadet ve DP kendi bacağından asılacak. Artık denilecek ki, eski sistem kalsaydı, bu üç parti esasen milletvekili çıkaramayacaktı.
Doğru…
Bu talih ellerinden alınıyor.
Ne yapacaklar?
27 Mart’ta altı parti tekrar buluşuyor. Oradan değerli kararlar çıkabilir. Büyük ihtimalle oyuna gelmeyecekler. Cumhurbaşkanı seçimi konusunda ortak hareket etmeyi sürdürecekler.
Ve artık büyük ihtimalle adayları Kılıçdaroğlu olacak.
Önemli bir sorun daha var. İktidar seçim yasasını değiştirirken bunu da hesaplamış olmalı.
Saadet, Gelecek, DEVA ve DP’nin vekil çıkaracak gücü olmadığına nazaran CHP ve ÂLÂ parti kontenjan verecek mi?
İyi Parti mesela DEVA ve DP‘den üç beş kişiyi, CHP’de Gelecek ve Saadet’ten birkaç kişiyi aday gösterecek mi?
Gösterirlerse örgütleri ne reaksiyon verir?
Gösterirlerse seçmenleri ne hal koyar?
İktidar seçim yasasını değiştirirken bunu da hesaplamış. Millet İttifakı’nı karıştırmayı, içine nifak tohumu atmayı da planlamış.
Yasa değişikliğinin kabul edilemez iki unsuru var. Biri, YSK’yı denetimi altına alan iktidarın vilayet seçim heyetlerine da hâkim olma dileği.
Bugüne kadar iktidar partilerinin yerlerini korumak için seçim maddeleriyle, seçim etraflarıyla oynadıklarını çok gördük. Kendine oy vermeyen kente ceza verip ilçe yapıldığına bile şahit olduk ( DP 1954 seçimlerinde kendisine oy vermeyen Kırşehir’i ilçe yapıp Nevşehir’e bağladı) Lakin seçim konseylerini dizayn ederek seçime hazırlanan bir iktidar partisiyle birinci kez karşı karşıyayız.
AKP daha doğrusu Cumhur İttifakı, 2017 referandumunda sandıklar kapatılmadan mühürsüz oyları geçerli sayan, İstanbul seçimini gerekçesiz iptal eden YSK’dan o kadar mutlu kalmıştı ki, üyelerinin vazife müddetlerini uzattı. Artık de vilayet seçim heyetlerini tıpkı tornadan geçirmek istiyor.
Niyeti bu…
Seçmenin, vilayet seçim heyetlerine bile itimat duyulmadığı bir seçimin yasallığı soru işaretleriyle doludur. Seçim konseylerinin yapısıyla oynamak, dizayn etmek, iktidarın rotasına sokmak tuzun koktuğunun, hukukun bittiğinin ilanıdır.
Seçim maddesindeki bir diğer kabul edilemez unsur de Cumhurbaşkanı’nın seçim yarışına devlet lideri yetkileriyle/imkanlarıyla/gücüyle girmesi.
Erdoğan bütün ülkeyi devlet lideri sıfatıyla dolaşacak. Valiler, kaymakamlar kendi için çalışacak. Örtülü ödenek dahil, devletin hazinesi buyruğunda olacak. İstediği parayı istediği yerlere harcayacak. Kimseye hesap vermeyecek.
Ve bu seçim yarışı da adil olacak!
Güldürmeyin beni…
Şimdi diyeceksiniz ki 2018 seçimleri de böyleydi. Cumhurbaşkanı parti önderi, seçilmek isteyen aday üzere değil seçim kampanyası boyunca devlet lideri üzere dolaştı.
İşte bu durum yasal haline getiriliyor.
Yasa Meclis’te görüşülürken öbür sürprizler de bekliyorum.
Acı acı güleceğimiz sürprizler!..
